Page 23 - COSMILIFE-6
P. 23
www .k uad. or g YIL:2 SA YI:6 EKİM 2024
Kozmetik ve estetik sektörü, teknolojik gelişme
ve yeni moleküllerin uygulamaya girmesiyle
hızla gelişmektedir. Her ne kadar gelecekte
tüm girişimsel estetik işlemlerin etkilerini ve
beklentilerini hızla ve güvenle karşılayacak
kozmetik ürünlerin geliştirilmesi umudunu
taşıyor olsak da, yakın gelecekte bizi bekleyen
bazı gelişmeler; kişiye özel geliştirilen kozmetik
ürünler, biyolojik yapımıza tümüyle dost doğal
ürünler, biyoteknolojinin rol aldığı ürünler ola-
caktır. Gelecekten geri kalmamak, hatta yeni-
liklerde liderlik yapmak için bu alandaki AR-GE
yatırımları ve tecrübemizin artması kaçınılmaz
kılmaktadır.
Son dönemde mezenkimal kök hücreler ve kök
hücre kaynaklı eksozomların hem estetik uygu-
lamalarda hem de tedaviye dirençli dermato-
lojik ve diğer sistemik hastalıklarda kullanımı
yaygınlaşmaktadır. Kısaca eksozomlar, hücreler
tarafından üretilen, içinde protein, RNA ve lipid
gibi moleküller taşıyan küçük keseciklerdir. Bu
kesecikler, hücreler arası iletişimi sağlayarak
hücrelerin birbirleriyle haberleşmesini ve et-
kileşimini sağlarlar. Eksozomlar, tüm vücut
sıvılarında bulundukları gibi insan, hayvan ve
bitki kaynaklı da olabilirler. Özellikle bazı bitki
kaynaklı eksozomların bugün uygun taşıyıcı
sistemlerle kozmetik ürünlerde kullanılması
ümit verici bir gelişmedir. Eksozomlar; cilt ye-
nilenmesi, kollajen üretimi, anti-aging etkisi,
cilt onarımı, antiinflamatuvar etkilere sahiptir.
Özetle, eksozomlar, kozmetik sektöründe yeni
bir çığır açabilecek potansiyele sahip, oldukça
umut verici bir bilimsel gelişmedir.
Bugünün dünyasında kozmetik sektörünü,
girişimsel ya da girişimsel olmayan estetik iş-
lemlerden bağımsız düşünmek, modayı elbise-
siz düşünmek gibidir. Fakat ne var ki, özellikle
ülkemizde bu sektöre katkı sunan dermatoloji
bilimi ve kozmetik ürün geliştirme faaliyetleri
ile klinik alanda gözlemsel ve deneysel çalış-
döneminde kozmetik kullanıcılarının çoğu bu uymayan ve internet aracılığıyla satılan yurtdışı malar yapan sektör liderleri arasındaki işbirliği
durumdan habersizdir. Bahse konu bu mole- kaynaklı kontrolsüz ürünlere kolayca erişim, çok zayıftır. Bu da kozmetik sektörünü sadece
küller, gebelerde istenmeyen etkilere neden bu ürünlerin denetimini zorlaştırmaktadır. ticari bir alana sıkıştırmış ve kullanımına bağlı
olacağı, hatta fetus açısından yapısal veya işlev- Kozmetik ürün kullanan tüketicilerin yaklaşık komplikasyon ve riskleri artırmıştır. Bu eksikli-
sel bozukluklara yol açma potansiyeli taşıdığı %12’sinin istenmeyen zararlı etkilere maruz ğin giderilmesi yönünde bazı adımların atılma-
bilinmektedir. En önemli problemlerden biri kaldıkları bilinmektedir. Bu nedenle satışa su- sı, ulusal kozmetik sektörünün globalleşmesi
de gebelik döneminde kozmetik kullanımıdır. nulan kozmetik ürünlerin de kullanım sonrası ve yeniliklerle yoluna devam etmesi açısından
gelişen istenmeyen etkilerin belli bir merciye önemlidir.
Ülkemizde yasal düzenlemelere göre kullanıma geri bildiriminin yapılmasının kolaylaştırılması,
hazır bir kozmetik ürününün, uygun kullanım kozmetik ürün geliştiricilerinin sorunlara çö-
şartlarında insan sağlığına zarar vermeyecek züm oluşturmasını ve ürünün mükemmelleş-
özellikte olması gerekmektedir. Her ne kadar mesine yardımcı olmasını sağlayacaktır.
yasal düzenleme yapılmış olsa da düzenlemeye
Sayfa | 23